Mutsuz musun?
Sahi neden mutsuzsun?
Kendini mutsuz hissettiğin zamanlarda kendine şu soruları sormanı istiyorum;
Kimden ne bekliyorsun?
Sakın ‘Kimseden bir beklentim yok.’ gibi bir yalanın içine sokma kendini. Öncelikle kendine, sonra sorduğum soruya karşı dürüst ol!
Kimden ne bekliyorsun?
Bak bu söylediğim sadece maddi anlamda değil. Örnek veriyorum; birini araman sonrasında seni aramadığı için surat yapıp, şekilden şekile girmekte bir beklenti biçimidir. Her ne kadar bir beklentim yok diye kendimizi kandırsakta içten içe kızarız aslında bizi aramayan kişiye.
Sahip olmak istediklerin için ne gibi fedakarlıklar yapıyorsun?
Kendini nasıl geliştiriyorsun?
Hayatındaki en önemli insan senin için neden bu kadar önemli?
Böyle bir şeyin olması isteyeceğim en son şey olur ama, başına kötü bir şey gelse ilk arayacağın kişi kim?
Yıllık ve uzun vade planların arasında ne var?
Birini sevmek senin için ne ifade ediyor?
En son kime ne zaman fedakarlık yaptın, kimi mutlu ettin?
Ne zaman içli içli ağlayıp rahatladın?
Problemlerini nasıl çözersin?
Her zaman dürüst ve açık iletişim mi kurarsın?
Hayatındaki negatif insan ve olaylar ile nasıl başa çıkıyorsun?
Bu arada bunları yazarken bir taraftan da kendi hayatımı gözden geçirip, sorduğum sorulara dürüstçe cevap veriyorum.
Ben bir dönem farkında olmayarak hayatımdaki insanlar ile ilgili çok fazla beklentide olduğumu farkettim. Sonrasında aldığım eğitimler, okuduğum kitaplar, yazdığım yazılar ile bunun bir sonunun olmadığını anladım. Yani siz birini seviyorsunuz ya da heyecanınızı paylaşsın istiyorsunuz diye o kişiden de bunu beklemek biraz arş noktası gibi geliyor artık. Çünkü kimin ne kadar menfaati varsa sizden o kadar önemlisiniz onun için. İstediğiniz kadar iyilik yapın, istediğiniz kadar anlatmaya çalışın, istediğiniz kadar zor zamanında yanında olun… Her ne kadar bunları karşılık beklemeden yaptığınızı dile getirseniz de hayır kabul edin, derinlerde bir yerde beklentiniz var.
Kırklı yaşlarınıza merdiven dayadığınızda gençlik zamanlarınızdaki gibi birilerine doğrularınızı kabul ettirme, sizi anlamasını bekleme, anlayana kadar anlatma gibi ekstra çabalara gerek duymuyorsunuz. Çünkü; siz birini mutlu etmek isterseniz edersiniz, dinlemek isterseniz dinlersiniz ya da konuşmak isterseniz konuşursunuz. Eskiden olsa karşınızdaki insanın da bunu yapmasını beklersiniz, istersiniz. Ama artık zorlamazsınız. Herkes mutlu olduğu yerde ve mutlu olduğu şekilde hayatına devam etsin diyip herkesi olduğu gibi kabul ediyorsunuz.
Mutsuz muyum?
Mutsuz değilim aslında sadece sorguladığım çokca şey var. Sanki cevapların hepsi karanlık bir odada saklanmış da bulunmak istemiyormuş gibiler. Mesela çevremdeki insanların bencilliklerini anlamlandıramıyorum. Sanırım seksen yaşıma da gelsem bunu bir şekilde anlamayacağım.
Problemlerimi çözmek için açık iletişim taraftarıyım. Karşımdaki çoğu insan açık iletişimi tartışmak zannettiği için konuşmak istemediğim zamanlar oluyor. Konuşmak zorunda kaldığım zamanlarda ise karşı tarafa sorgulayan değil, öğrenen zihniyet ile yaklaşıyorum. Yani problemlerini öğrenmeye çalışıp onları konuşturuyorum. Çoğunlukla beni dinlemek keyifli olsa da ben de artık dinlemeyi seviyorum.
Hayatımdaki negatif insanlarla iletişimimi minimum seviyede tutarak kendimden uzak tutuyorum. Bazen pozitife çevirmek için çok uğraşsamda bununda artık nafile bir çaba olduğunu fark ettiğimden beri hayatımdaki çok önemli kişiler hariç kendimi paralamıyorum.
Kendimi geliştirmek için soruyorum, araştırıyorum, eğitim alıyorum ve hayatımdaki insanların hayatına pozitif anlamda dokunmaya çalışıyorum.
Hayatımda tabiki çok sevdiğim ailem, aile üyelerim ve arkadaşlarım var. Ama 2 Şubat itibari ile bizim için en önemli insan çok sevdiğim adamın da bir parçası olan Ahmet Kartal bey var ve onun için ikimizde dünyayı yakarız.
Her an her saniye ulaşabileceğim eşim ve harika dostlarım var.
Planlarımızı paylaşmayı isterdim ama geçenlerde şu yazıyı okuduktan sonra kimse ile paylaşmama kararı aldık. ‘ Her şeyin herkese anlatılmayacağını öğrenene kadar çok yanılacaksın. Unutma; iyi giden şeylerin sırrı herkese söylememektir. Hayallerini, hedeflerini gerçekleşene kadar kimseye anlatma!’
Fark ettiniz mi bilmiyorum ama birilerine hayallerinizi, hedeflerinizi, mutluluğunuzu, sahip olduklarınızı anlattığınız zaman sanki büyüsü bozuluyor ve bir şeyler ters gidiyor. Herkesi kendimiz gibi zannedip tüm samimiyetimiz ile anlattıklarımız bir bakıyorsunuz hiç gerçekleşmeyecekmiş gibi oluyor. Siz siz olun herkese her şeyi anlatmayın. Sonuçta; kimsenin hayatına kimse karışamaz. Biz izin verdiğimiz sürece insanlar bize zarar verebilirler. Düşmanlarınızı eğitmeyin.
Birini sevmek benim için ne mi ifade ediyor?
Ne yaparsan yap aşk ile yap:)
