-Yoğunlaşamıyorum yazmak için…
-İlk cümleyi yaz gerisi gelir.
-Oluyor mu öyle?
-O zaman al sana başlangıç cümlesi, bunun üzerine ne istersen yaz.
‘Dünyanın en zor eylemi değil midir , boş bir kağıda ilk paragrafı yazmak?
İlham kaynağım yine iş başında anlayacağınız…
Biz yine yıllardır olduğu gibi beyin fırtınası yaparken, kendimizi kadın-erkek ilişkilerinin bitmesi konusunda konuşurken bulduk.
Yaşanan ayrılıklar sonrası bakın çevrenize, aşktan ölen kimseyi göremezsiniz. Çünkü can cici, can tatlı…
Öncelikli olarak, kimse kimse için kendini öldürmez. Neden öldürsün?
-Manyak mı peki bu insanlar?
-Evet manyak!
Hayatta büyük bir yanlış varsa; o da hayatınızdaki insanı kendi hayatınızla tehtid edip, sizinle kalmasını istemektir.
Ne büyük bencillik!
Hani sevmek; sevdiğini mutlu görmekti?
Neyse ki;
‘Beni bırakırsan kafama sıkarım, kendimi öldürürüm, sensiz yaşayamam.’ gibi tehtid cümlelerinin aslında deli saçması olduğunu anlamanız, çokta uzun zamanınızı almıyor sonrasında. Görüyorsunuz ki bir ayrılığın cenazesinin kalkması 5 ay, başka bir ilişki ile rearkarnasyonu maximum bir yıl… He ben cenaze sonrası 40’ı çıkmadan yeniden evleneni de biliyorum.
Nedir peki insana bu tehlikeli cümleleri söyleten?
Büyük aşk mı?
Sevgi mi?
Alışkanlık mı?
Mevcut şartların değişmesinin yarattığı travma mı?
Ego mu?
Mahalle baskısı mı?
Yoksa kişinin kendine olan özgüvensizliği mi?
Birincisi; eğer hayatınıza giren ya da girecek olan kişiyi tam anlamı ile tanımadan bir ilişkiye başlarsanız sonunda bu tarz eylemlerin ve de söylemlerin olması ne yazık ki kaçınılmaz.
Eğer hayatınızda ilk defa birine inanmak, güvenmek istiyorsanız; olayın içinden çıkıp, biraz tepeden bakmanız gerekiyor.
Öyle bir zaman geliyor ki, sizin başlarda hoşunuza giden ufak kıskançlıklar, ilerleyen zamanlarda kabusunuz oluveriyor.
Böyle böyle hayatınızın akışını değiştiriyorsunuz. Bir bakmışsınız ki aynadaki siz siz değilsiniz. Çevrenizde kimse yok ve siz mutlu değilsiniz.
İkincisi; insanlar değişmiyor. Nasıl sizin karakteristlik bir çok özelliğiniz değişmiyorsa, karşınızdaki insanında değişmiyor. Yani eğer biri kıskançsa kıskançtır. Onun zamanla değişeceğini düşünmek en büyük aptallıktır.
Eğer değiştiğini düşünüyorsanız, ya karşınızdaki çok büyük bir oyuncudur. Ya da sizin gerçekten gözünüz kör olmuştur.
Kendinizi kandırmayın.
Eski insanlar bir sürü deyim, atasözünü boşuna söylememiş.
Hep derler ya; İnsanın hayatına biri girdiği zaman eli, kolu, dili bağlanıyor. Gerçekten de öyle…
Basiretinizin bağlandığı zamanları düşünün. ‘Şimdi olsa yapar mıydım?’ diyorsunuz belki içten içe. Ama ne yazık ki iş işten geçmiş oluyor. O zamanlarda gerçekten insanın eli, kolu, dili bağlanıyor ve tek kelime edemiyorsunuz. Normal şartlarda ‘Asla yapmam.’ dediğiniz bütün herşeyin başrolünde kendinizi buluyorsunuz.
Üçüncüsü; Eğer biri size ‘Benim hayatım sensin, sensiz yaşayamam.’ derse kaçarak uzaklaşın. 🙂