İnsanların hayatında unutmadığı, unutamadığı an’lar vardır ya hani…
Hayatımda unutmadığım, unutamayacağım bir an varsa; o da gecenin bir vakti çalan telefon ve karşı tarafın bilip bilmeden, anlamadan dinlemeden söylediği hakaret içeren anlamsız cümleleriydi.
Bugün hala kulağımda çınlayan o ses;
‘Sen saygısız bir insansın. Senin evlilik kurumuna saygın yok. Çok şanslı bir kadınsın ama göremiyorsun!’
Nerden mi aklıma geldi?
Bazı insanlar vardır.
Bu zamana kadar ne yaşadığına, hayat standartlarına, çevresine, sosyal statüsüne bakmadan sizi eleştirmeye çalışır ya…
Gerçekten tam bir fiyaskodur!
Bana göre;
Sizi eleştiren kişi; sizden çok daha zeki, çok daha bilgili, çok daha kültürlü, çok daha tecrübeli ve çok daha mantıklı olmalıdır.
Aynı zamanda, eleştiri yaparken de sizi gösterdiği o parmağının, temiz olduğundan emin olmalıdır.
Ve sen!
Gecenin bir yarısı bana hakaretler edip, telefonda duymak istemeyeceğin cevapları alınca ortalığı ayağa kaldıran insan!
-Ne oldu?
O yere göre sığdıramadığın evlilik kurumun başına mı yıkıldı?
Sadece senin çaba sarf etmen bir işe yaramadı mı?
Kurtulur diye yaptığın çocuklar ile de mi evliliğin kurtulmadı?
Senin adına üzülüyor muyum?
Evet üzülüyorum.
Aslında sana da değil, çocukların adına üzülüyorum.
Demek ki neymiş?
O işler öyle yürümüyormuș.
Bilip bilmeden taraf olmayacakmışsın, adaletli olacakmışsın. Haklıya haklı, haksıza haksız diyebilme yetin olacakmış.
O küçücük beynin ile, bütün gün bilgisayar başında oturup klavye delikanlılığı yapmayacakmıșsın!
