Yaşadığım onca hayal kırıklığı, mutsuzluk, umutsuzluk, sinir, stres ve başarısızlık üzerine, düşündüm.
Çok düşündüm…
Obezite ameliyatı olacaktım.
Madem kendi çabalarım ile kilo verme işini başarmakta sıkıntı yaşıyordum, son çare bu yolu denemeliydim.
Ama herzamanki gibi iç sesim beni yine yalnız bırakmadı.
Çok güzel bir karar!
Tebrik ediyorum seni, bulduğun çözüm bir harika! Git ve geber o masada!
Hani ameliyat kolaycılıktı ve sen zoru seviyordun, ne oldu?
Ameliyat olan insanlara etmediğin laf kalmadı, özgüven patlaması yaşıyordun. Zoruna mı gitti yeniden başlamak?
….
İç sesim bir an olsun susmuyordu ve resmen benimle savaş halindeydi.
Siz hiç beyniniz ve bedeniniz arasındaki savaşı canlı canlı izlediniz mi? derken bundan bahsediyorum aslında.
Bir tarafınız kırık dökük paramparça bir halde çareler ararken, diğer tarafta hiç susmayıp sizi motive mi demotive mi ettiğini anlamadığınız yaramaz bir çocuk…
Şimdi düşünüyorum da sen hiç susma çocuk!
Daha önce benim gibi ameliyatı kolay ılık olarak düşünen insanlara şunu söylemeliyim ki kimse canını o soğuk ameliyat masasında bırakmaya meraklı değil.
Fakat şöyle de bir gerçek var ki; ben de yaşadığım onca stresi tekrar tekrar yaşamaya meraklı değildim.
Çünkü bu kadar sona yaklaşmışken başarısız olmak insanı maddi ve manevi anlamda bildiğiniz çökertiyor. Aynı hevesi, çabayı ve o yeniden başlama psikolojisini tekrar kaldıramıyorsunuz. En azından ben kaldıramadım.
Günlerce, gecelerce, haftalarca ameliyatın olumlu olumsuz bütün etkilerini okudum. Okudum ama bir türlü ikna olamadım. Daha çok araştırmalıydım.
Sonrasında kendime bir yol haritası belirledim ve o noktaya odaklandım.
Öncelikli olarak beni daha once safra kesesi ameliyatı yapan genel cerrah doktoruma gittim. Bana tek söylediği; ‘Senem, bu hastanede geçtiğimiz dönem içerisinde üç hasta Ex oldu. O yüzden burdan uzaklaşmanı ve daha iyi araştırmanı öneririm. Sana bu ameliyatlar ile ilgilenen ve ismini duyduğum bir profesörün adını vereyim onu araştır.’
Teşekkür ederek hastaneden ayrıldım. Hemen verdiği isimi arama motoruna yazdım. Bütün evren ameliyat olmama karşıydı sanki. Verdiği profesör ile ilgili çok da olumlu haberler yoktu. Onu da eledim.
Sonrasında oturduğumuz yerin yakınında bulunan bir hastaneye gittim. Genel cerrah ile görüştüm. Ama o kadar detaysız bilgilendirme yapıp, o kadar lakayit konuştu ki ‘Ben canımı bu adama mı emanet edeceğim.’ sorusunu kendi kendime sormadan edemedim. Düşünün ki; doktora ‘Tekrar kilo alımı mümkün mü?’ diye soruyorsunuz ve aldığınız cevap içler acısı.
‘Alırsan bir daha ameliyat yaparız!’
Ben de senin kobayın olmaya çok meraklıyım zaten!
Yılmadım tabi…
Daha önce devlet hastanesinde bu ameliyatı olan bir arkadaşım vardı, onu aradım. Hastane ve doktor bilgilerini alıp randevu aldım.
Doktorun yanına gittim, ameliyat olmak için şartlar gayet uygundu.
Ama ne yazık ki malzeme sıkıntısı nedeni ile ameliyatlar bir süre ertelenmişti ve sırada 158 kişi vardı. Nerden baksanız bir sene beklemek demekti. Hayır, benim o kadar bekleyecek sabrım yoktu…
Hemşire olan yengemi aradım, ona ameliyat olmak istediğimi söyledim. Bana bir sayfaya yakın soru yazdırdı.
Tek sorun bu sorulara içtenlikle cevap verip, canımı emanet edebilecek kadar güvenebileceğim bir doktor bulmaktı…
Ve buldum…
Ameliyat mı? Okudum. Kaçırdıklarıma geri dönüyorum vay be diyorum kadına bakar mısın o iplemez gülüşlerin kahkahaların altında neler neler varmış? Bu ara çok sık rastlıyorum çok gülen insanların bi yerlerde içleri kanıyordur tam emin değilim ama bunu demek istiyordu azminiz beni her zaman etkilemiştir
Bu son yazıyı okurken o kadar heyecanlı okudum ki sonunda ağzımdan çıkan söz
“- eee sonra ?
Devamını da aynı heyecanla bekliyor olacağım sevgiler minnoş 😘