back to top

Obezite Ameliyatı 6/Ameliyat Sonrası Beslenme

Tüp mide ameliyatından sonraki beslenme dönemi, ameliyat olmaktan daha da zor inanın bana.

Gittiğiniz her yerde yarım bırakılan tabaklar,insanların şaşkın bakışları, garsonların bitmek bilmeyen soruları…

Bir sorun mu var, yememișsiniz?

Hayır, ellerinize sağlık.

-Yemeği beğenmediniz mi?

Çok güzel ama ben mide ameliyatı oldum.

-AA… Çok geçmiş olsun.

Çorba getirelim, midenizi yumuşatır.

Hayır teşekkür ederim, çorba da yasak listemde.

-Peki. İçecek ne alırsınız?

Belki daha sonra. Katı ve sıvıyı karıştıramıyorum.

Bir yerden sonra canınızı sıkmaya başlıyor bu diyaloglar…

Çünkü insanlar size hastalıklı gibi bakmaya başlıyor.

Ya da sadece bir kaşık alıp bıraktığınız yemeğe minimum otuz lira verip bıraktığınız için, kendinizi israf yaptığınızı düşünerek suçluyorsunuz.

O yüzden sizlere fayda sağlaması adına; geçirdiğim evrelerdeki beslenme düzeninden bahsetmek istiyorum.

Şuan mesela; ameliyat olmamın üzerinden üç sene geçmesine rağmen kabuklu elmayı tolere edemediğim zamanlar olabiliyor.

Tabi her bünyenin farklı olduğunu belirtmek isterim.

Ameliyattan sonraki dönemi beş ayrı bölüme ayırabiliriz

1. Hastane Dönemi (1 – 4 Gün)
Bu dönem, hastanede yattığımız dönemdir. Sıvı ve kalori ihtiyacımız damardan verilen sıvılarla sağlanıyor. Ameliyatın ikinci günü kontrast maddeli su içirilerek mide geçişi görüntüleniyor ve kaçak testi yapılıyor. Kaçak olmadığı görüldükten sonra metilen mavili su içirilerek test tekrarlanıyor. Tabi o suyu bile zar zor içtiğinizi hatırlatmak isterim. 🙂

Sonrasında sadece şu, süt ve protein bazlı bir içecek içebiliyorsunuz. Bu içeceklere karşı tolere durumunuza göre taburcu oluyorsunuz.

Evet şov başlasın! 🙂

2. Berrak Sıvı Dönemi (1. Ay)

Geçirdiğim en zor dönemlerden biri…

Günlük olarak iki litre su içmem gerekirken ben beş bardağı zar zor içebiliyordum. Bunun yanında tükettiğiniz herșeyin berrak sıvı olması gerekiyor.

Berrak sıvılar olarak tercih edilmesi uygun ürünler; su, süt, evde hazırlanmış ayran, katkısız meyve suyu, süzgeçten geçirilmiş et suyu veya tavuk suyu.

Menünün güzelliği evlere şenlik 🙂

Genellikle önerilen sıvı dağılımı; 1.5 litre su + 1 litre süt veya ayran + ½ litre et veya tavuk suyu şeklinde olması isteniyordu. Fakat ben bunların hiçbirini tam olarak tüketemediğimi üzülerek söylemek durumundayım.

Güne başlarken sabah; ara 1, ara 2, öğle; ara 3, ara 4, akşam; ara 5, uyku öncesi olarak ayarlayabilirsiniz.
3. Püre Dönemi (1 – 3 Ay)

En sevdiğim, ama en çok kusmak zorunda kaldığım dönem…

Sürekli bir koşturmaca içinde bir yerlere yetişir gibi yaşadığımız için, hızlı yemek yemeyi de meziyet sayıyoruz.

Bu dönem, bebek midenize ‘merhaba’ demek ve onunla tanışmak için en uygun dönem demek isterdim ama bildiğiniz üvey evlat:) Verdiğiniz hiçbirșeyden memnun olmuyor. İyisi mi siz ona biraz daha zaman tanıyın.

Bu dönem süt, ayran ve et suyuna ek olarak pürelere geçme dönemidir. Püre hazırlamak için suda pişmiş ve blenderdan geçirilmiş brokoli (A vit, potasyum), Brüksel lahanası (antioksidan), havuç (a, b1, b2 vit,lif), ıspanak (demir, protein), kereviz ve enginar tercih edilebilir.

Ben bu saydıklarımdan sadece brokoli ve havucu severek yemiştim. O dönemden sonra da daha yemediğimi itiraf etmeliyim:)

Annem yiyecekleri buharda pişirmek için tencerenin içine konan kevgir cinsi bir aparat almıştı. Çok işimizi görmüştü.

Damak tadınıza göre; kimyon, kakule, karabiber, kekik, safran, sumak gibi baharatlar da pürelere ekleyebilirsiniz.

Diğer türlü zaten bayılarak yemediğiniz püreler can sıkıcı hale gelebilir. Ama yerinizde olsam eklemem, sonuçta o bir bebek:)

Patatesi, yüksek karbohidrat düzeyi nedeniyle tercih etmedik açıkçası.

Protein miktarını artırmak için yağsız kıyma ve tavuk eti püresi deneyebilirsiniz.

Ben tavuk etini ve normal et yerken ilk iki sene çok zorlandım. O dönemde kıymayı tercih ettim.

Ayrıca şekersiz elma, armut ve ayva kompostosu tüketilebilirsiniz. Su içmek bazen mide bulandırıcı olabilirken, hayat kurtarıcı olabilirler.

Dikkat edilmesi gereken en önemli nokta; püreler sabah, öğle ve akşam olarak sadece ana öğünlerde tüketilmelidir. Püre ve sıvı aynı anda tüketilmemelidir. Sıvı, püre alımından yarım saat önce veya yarım saat sonra tüketilmelidir. Püreler kaşıktan dökülecek kıvamda olmalıdır.

İşte tam olarak kusma nedenleri ‘dikkat edilmesi gereken en önemli nokta’ kısmına uymayıșım oluyordu.

Bu dönemde öğün miktarını şu şekilde ayarlayabilirsiniz.
Güne başlarken + kahvaltı + ara öğün 1 + öğle + ara öğün 2 + akşam + uykudan 2 saat önce.
4. Normal Gıdaya Geçiş Dönemi (3 – 6 Ay)

Haşlanmış olmak kaydıyla yağsız kırmızı ve beyaz et ve haşlama ya da ızgara balık tüketilebilir. İyice çiğneyerek çiğ sebze ve meyve tüketilebilir.

5. Normal Gıda Dönemi (6 Ay Sonrası)

Artık neye hassasiyetiniz olduğunu bildiğinize göre bebek midenizi yeni besinlerle tanıştırabilirsiniz.

Daha önce de belirttiğim gibi ilk iki sene tavuk eti ve çiğ sebze yerken çok zorlandım. Yavaş yavaş, acele etmeden, deneyerek midemin tolere edip edemeyeceğini anladım.

Her bünyenin kapasitesi ve tolere edip edemeyeceği besinler farklıdır. Bu yüzden kendinizi kimse ile kıyaslamayın.

Tatlı kriziniz olursa; kuru meyve ve haftada bir kez ve bir top olmak üzere light dondurma tüketilebilirsiniz ki ben en çok dondurma tükettim.

Ama şuanki aklım olsaydı yapmazdım. Çünkü gereksiz kalori alımı yaparak insülin dengemi bozdum.

Yarım saat kuralı bu dönem için de geçerlidir (Sıvı, katı gıda alımından yarım saat önce veya yarım saat sonra tüketilmelidir).

Soda, maden suyu, gazlı ve alkollü içeceklerden uzak durmalısınız. Bu tip tüketim mide poşunda ağrıya ve şişkinliğe yol açabilir.

Alkol alımı için ben iki sene bekledim ama keşke bir yirmi yıl daha bekleseydim.

Çünkü geri kilo alımını sağlayan en büyük etken Alkol!

Tahıl grubundan makarna, pilav, bisküvi vb yiyecekleri 3. aydan sonra tüketebilirsiniz.

Genelde protein ile başlamaya alıştığınız için belli bir süre sonra yemeneyi öğreniyorsunuz.

Kuru baklagilleri ve limon, portakal mandalina gibi asitli meyveleri de en az 6 aya kadar tüketmeyin. Yanma hissi olabilir.

Tekrar belirtmek isterim ki; her kişinin beslenme düzeni ve vücudunun tolere durumu farklılık göstereceğinden dolayı beslenme düzeninizi diyetisyeniniz ile ayarlamanız sağlığınız açısından çok daha faydalı olacaktır.
Senem Acar
Senem Acarhttp://Hayalimdekiben.com/
Yaşadıklarımı Örnek Almak İçin Bir Sebebin Yok. Alma Zaten. Ben Kılavuzun Değilim, Dilediğin Zamana Kadar YOL ARKADAŞINIM!

Yorumlar

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgilinizi Çekebilir

İlginizi Çekebilir

Küçük aptal

Yeni yıl