Yara almaktan hissizleşmeye başladığınız anlarda yara açmaya başladığınızı fark ettiniz mi hiç?
Son dönemde, özellikle yazma tutkumu farkettiğimden beri insanların hikayelerini dinlemek hobi oldu resmen bende.
Ama ne var biliyor musunuz?
Eskiden üzülürdüm.
Eskiden o insana ciddi anlamda yardımcı olmaya çalışırdım. Şimdi ise hiçbirşey hissetmiyorum.
Geçenlerde obezite ameliyatı olan ve istediği kiloya düşen yakın bir arkadaşım aradı, sabah saatleriydi sanırım. Telefonu açar açmaz söylediği cümleler aynen şu şekildeydi;
‘Ben intihar edeceğim. Neden kimse beni sevmiyor? Neden hayatımda kimse yok? Eskiden olsa kiloluyum diye düşünürdüm ama artık kilo da verdim, hala kimse yok.’
Önce bir afalladım.
-Ne saçmalıyorsun sen?
-Evet kendimi yalnız ve mutsuz hissediyorum. Neden hayatımda kimse yok ya da gelen neden herkes beni üzeceğini düşünüp hayatımdan çıkıp gidiyor.
Gel de anlat şimdi…
Hikaye ne kadar tanıdık değil mi?
Yine birilerinin hayatına giren ve onu üzeceğini düşünüp çıkan birileri var.
‘Yalnız olmadığıma sevinmeli miyim?’
‘Bak güzel arkadaşım, sana en başında da söyledim. Hayatında biri olmamasının sebebi kilolu olman değil. Bunu ben de yaşadım ve biliyorum. Öncelikle bunu kabul et. İşinde yaşadığın sorunların sebebi de kiloların değil. Sorun; kafa yapının değişmemesinde. Sen hala kendini birilerine iyilik yapmak zorunda hissedip herkesin kötü gününde yanında olmaya çalışıyorsun ama kendin sorun yaşadığında herkesten herşeyden kaçıp kabuğuna saklanıyorsun. Obezite ameliyatı sonrası bu tarz durumlar çok yaşandığı için zaten psikolojik destek alınması gerektiğini söylüyor uzmanlar. Sen de intihar yolları arayacağına aç interneti doğru düzgün bir psikolog bul.’
Dinledikten sonra kapattı.
Öğleden sonra merak edip aradım açmadı. Ben de mesaj çektim;
‘Ben sana ulaşmaya çalışmaktan gerçekten çok yoruldum. Konuşmak istediğinde ara.’
Gecesinde mesaj geldi;
‘Bugün gece gerçekten ne yapmak istediğimi düşündüm. Düşündüm sonra sende buldum kendimi yarın öbür gün okurum derken okumadığım tüm yazılarını okudum. En son ise onun hikayesi diye benim için yazdığın yazıyı okudum tekrar. Ve gördüm ki nerde ne zaman ne kadar uzakta olursak olalım ne durumda olursak olalım, yeri geldiğinde beni benden iyi tanıyan benim bile kendime anlatamadığım şekilde beni anlatan biri var. İyi değilim ama iyi olacağım. Sevgimden vs değil bunlar ablamdan sonraki süreci yaşıyorum son 3 aydır sadece ev-iş yapıyorum ama geçecek. Uzak duruyorum herkesten sevdiklerimden özellikle özlediklerimden çünkü yine kendim başarmalıyım çıkışı bulmayı. Özlüyorum o gülüşleri kahkahaları umarım çıkışa ulaşana kadar geç kalmam sevdiklerime yine. Ne olursa olsun bil sen ben benim değerlimsin.
Belki uyanıştır bu gece. Sen benim ilham kaynağımsın nede olsa. Belki yine uyandırırsın beni🙏hep gülümse kuzum hep GÜLÜMSE…’
Bir süre sonra o da hissizleşmeye başlayacak. Bunun için uzun bir yola ve tecrübeye ihtiyacı olsa da… Ne zaman mı?
Kendini, kapasitesini, yapabileceklerini gerçek anlamda keşfedip, uyandığı zaman…